Travma Nedir?

Travma, bir kişinin üzücü bir deneyime verdiği duygusal tepkidir. Her insan hayatı boyunca birtakım
travmalar yaşamıştır. Travma sanılanın aksine sadece çok büyük ve herkes tarafından sarsıcı olabilecek
deneyimler anlamına gelmez. Yani; savaş, afet, kaza, cinsel saldırı, şiddete maruz kalma, çocukluk
çağında ebeveyn kaybı gibi deneyimler travma olarak kabul edilir, ancak sadece bunlarla sınırlı
değildir. Kişi için üzücü olan ve bugününü etkileyen her şeye travma denilebilir. Bu eşik herkes için
farklıdır. Bazen herkes tarafından kabul gören büyüklükte bir olay kişi için travma olmayabilirken
bazense başkaları için küçük görülebilecek bazı deneyimler kişide travma oluşturabilir. Mesela bir grup
insanın büyük bir trafik kazası geçirmesi, bu insanların hepsini aynı düzeyde etkilemez. Bazıları birkaç
hafta veya ay sonra normal yaşantısına dönerken bazıları yaşadığı yıkıcı duygu, inanç ve semptomları
beraberinde getirir. Bir daha arabaya binemez veya bindiğinde çok rahatsız olabilir. İşte bu durum
aslında herkes için eşiğin farklı olduğunu göstermektedir.
Yapılan vaka incelemeleri gösteriyor ki, kişilerin yaşadığı psikolojik sorunlarının altında geçmiş
deneyimleri yatıyor. Günlük yaşamda yaşanan stres olayları, insan ilişkilerindeki sorunlar, kaygılar,
takıntılar kişinin geçmişte yaşadığı olaylarla ilişkili. Bunu bir metaforla anlatmak gerekirse, bir ağaç
düşünün. Bu ağacın kökleri; yaşanan en eski kötü anılardır. Gövdesi; bu kötü anıyla beraber geliştirdiği
kişinin kendisiyle alakalı olumsuz inançlarıdır (güçsüzüm, yetersizim, değersizim vb.). Bu inançların
sayısı zamanla artar, kişi yeni yaşadığı olaylarla bu inançları besler ve ağacın dallarını oluşturur. Ağacın
yaprakları ise bugüne uzanan, kişinin rahatsız olmasına neden olan psikolojik semptomlarıdır. Yani
günlük yaşamımızda deneyimlediğimiz ve bizi rahatsız eden her türlü duygu, düşünce, inanç ve
davranış bir kökle bağlantılıdır, birdenbire ortaya çıkmaz.
Psikolojik rahatsızlardan kurtulmanın ilk adımı içgörüdür. Kişi kendini tanırsa, birtakım savunma
mekanizmalarından kurtulup gerçek benliğini ve olaylar arasındaki bağlantıları keşfedebilirse,
sorununu tanımlamış olur. Böylece iyileşme için de ilk adımı da atmış olur. Kişi bunu her zaman tek
başına yapamaz, tek başına yapmak zorunda da değildir. Psikolojik destek alarak kişi kendini
keşfedebilir, tanıyabilir ve yaşadığı psikolojik sorunlardan bu destek sayesinde kurtulabilir.